1. Uluslararası Türk Folklor Kongresinin Ardından

Bu Derginin Diğer Makaleleri

Anonim ; "1. Uluslararası Türk Folklor Kongresinin Ardından"; Halkbilimi (ODTÜ-Türk Halk Bilimi Topluluğu) (1. Seri); Temmuz / 1975; Sayı: 10; Sayfa: 3

Bilindiği gibi 1973 yılının Ekim ayında Ankara’da "1. Uluslararası Türk Folklor Semineri" yapılmıştı. Burada beliren düşüncelerin ışığında geçtiğimiz Haziran ayı "23-30 Haziran 1975" içinde "1. Uluslararası Türk Folklor Kongresi" yapıldı. Kongre Kültür Bakanlığına bağlı "Milli Folklor Araştırma Dairesi" tarafından hazırlandı ve gerçekleştirildi. Kongre daha önceden belirlendiği gibi beş ayrı bölümde çalıştı. Bu bölümler:

1) Genel konular (yöntem, atlas, sözlük, kaynakça monografi)

2) Halk Edebiyatı,

3) Halk müziği-oyun-eğlence (tiyatro, halk dansları, çocuk oyunları, eğlence)

4) Gelenek-görenek ve inançlar.

5) Etnografya.

Kongre bu çerçeve içinde çalışırken bilimsel düşünce ve doğaldırki dolayısıyla kongreye gölge düşürecek olaylar gelişti.

Halkbilim alanında uluslararası ün sahibi Prof. Dr. Pertev Naili Boratav ve Prof. Dr. İlhan Başgöz’e yapılan davranış gerçekten ilginçtir. Bir bilimsel toplantıda sırf siyasal düşünceleri hedef alınarak iki bilim adamının kongre dışı bırakılması gerçek bir çağdışılıkdır. Bu olay birçok tepkilere yol açtı. Kongrenin açılış toplantısında bu konuda verilen önergenin (önerge metni ilerde verilecek) başkanlık divanınca geçiştirilmek istenmesi ve bunu toplantı sonunda okumak isteyen bir üyenin üzerine yürünmesi, olayı daha da ilginç duruma soktu. Birçok üyenin benimseyip onayladığı önerge şu biçimde idi:

1) Önceden çağrılıp seksiyon başkanlıklarında oldukları ilan edilmesine ve bildirilerinin özetlerinin yayınlanmasına rağmen bir telgraf ile kongre üyeliğinden çıkarılan Prof. Dr. Pertev Naili Boratav ve Prof. Dr. İlhan Başgöz’e karşı yapılan bu işlemin nedeni,

2) Bu durumu protesto etmek üzere kongredeki bütün görevlerinden çekildiklerini haber aldığımız hazırlık komitesi üyesi Prof. Dr. Sedat Veyis Örnek, Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil, Prof Dr. Özdemir Nutku gibi bilim adamlarının tam listesinin gerekçeleri ile birlikte kongreye açıklanması,

3) Bu durumun uluslararası bilim çevrelerinde uyandırdığı yankılar, kongreye katılacakken bu yüzden çekilen yabancı bilim adamlannın listesi.

Ancak, başkanlık divanından Orhan Acıpayamlı bu önergeye cevap vermek yetkisinde olmadıklarını bildirerek oturumu tatil etmiştir.

Kongre dışı bırakılma olayı çok açık olarak belli ki bazı siyasi çevreler tarafından düzenlenmiştir. Bu konuda hazırlık komitesi üyesi Prof Dr. Sedat Veyis Örnek protesto amacı ile kongreden çekilirken bu gerçeği telgrafında şöyle dile getiryordu: "Üyesi bulunduğum 1. Uluslararası Türk Folklor Kongresi hazırlık komitesinin görüşü alınmadan daha önce çağrılan bazı isimlerin bu arada Türk folkloru konusunda uluslararası bir isim olan Profesör Pertev Naili Boratav’ın da kongre programından çıkarıldığını gazetelerden öğrenmiş bulunuyorum Gerek hazırlık komitesinin fonksiyonu gerekse bilimsel zihniyetle bağdaşmayan bu tutumdan dolayı hazırlık komitesi üyeliğinden ayrıldığımı ve kongreye katılmayacağımı bilgilerinize sunarım."

Bu olayın bu biçimde gelişmesini beklemek bir yerde doğaldı, çünkü kongre başkanı bilimin dışından, tamamen siyasal kişilik ve tercih sahibi bir kişi: Kültür Bakam idi.

Ancak tepkiler kişisel tepkiler biçimini aştı. Birçok kurum, dernek ve topluluğun tepkisi biçiminde gelişti. Prof. Dr. Sedat Veyis Örnek, Dr. Ali Rıza Balaman, Prof. Dr. Cahit Tanyol, Mahir Şaul, Cengiz Bektaş, Yusuf Durul, Erdoğan Okyay, Prof. Dr. Özdemir Nutku kişisel tepki gösterip bildirilerini çekenler arasındaydılar. Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil bildirisi olmadığı halde durumu protesto ederek kongreden çekildi. Ayrıca protestoya katılıp bildirilerini sunanlar da vardı. Bu kişisel tepkilerin yanı sıra: Tüm öğretim üyeleri derneği başkanı Prof. Dr. Cevat Geray, Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari İlimler Fakültesi Öğretim Üyeleri ve görevlileri, Türkiye Yazarlar Sendikası, Sanatçılar Birliği gibi kuruluşlar durumu kınamışlar ve hattâ bunu bir "kültür cinayeti" olarak yorumlamışlardır. Yurt dışından ise Fransız Bilimsel Araştırmalar Merkezi adına Louis Bazin olayı protesto için Fransız delegasyonunun kongreden çekildiğini açıklarken öte yandan Amerikan Şarkiyat cemiyeti ve Asya araştırmaları Enstitüsü Başkanı Deniz Sinor da olayı kınamıştır. Ayrıca Cengiz Bektaş, Selmin Başak ve Şule Öz’ün kongre ile ilintili olarak "Halk yapı sanatlarından örnekler ve Bodrum evleri" adlı fotoğraf sergisi de düzenleyiciler tarafından kaldırılmıştır.

Şu ana kadar üzerinde durduğumuz olay bilm adına gerçekten bir utanç tablosu. îlerki kongrelerin benzer olaylara sahne olmayacak anlayış içinde olması ve katı siyasal tercihlerin ötesinde bilimsel kongrelerin adına yaraşır biçimde bilimsel ve çağdaş düşünceleri yansıtmasını dileriz.

Söyliyeceklerimiz, bu olayın gölgesinde de kalsa yinelenmesinde yarar var: Dergimizin ikinci sayısında birinci Uluslararası Türk Folklor Semineri için çıkan eleştiri yazısında şunlar yazılıydı: "Organizasyon yetersizliklerinin yanında seminere katılan halk bilimcilerin büyük bir kısmının da ortaya yeni bir şey koyamamaları ve bildiriler arasında bir uyuşum sağlanamaması da oldukça üzücüdür. Birçok halk bilimcinin ya daha önce çeşitli yerlerde yayınlanmış makalelerini yeniden ya da yayınladıkları kitaplardan çeşitli kısımları düzenliyerek bildiri olarak sundukları görüldü. Bunun yanında bazı bildirilerinde çok yüzeysel olmaları yanında bazılarının da fazlaca ayrıntılı oldukları dikkati çekti." Yukarda yapılan eleştirilerin gene var olduğunu gördük. Aşağıda bunları teker teker ele alacağız. Dileğimiz bunların elden geldiğince düzeltilmesidir.

Kongreye 157 bildiri sunulması tasarlanmıştı. Ancak kongrede sunulan bildiri sayısı 110 oldu. Uluslararası kongre için büyük bir düzensizlik çıkmış oluyor ortaya. Daha kesin biçimde sayısal olarak belirlersek; program % 30 eksiği ile uygulanmış oldu. Zaten her iki durumda da bildiri sayısı oldukça yüklü idi ancak programın bu derecede aksaması olağan değildir.

Görülen önemli bir aksaklıkda, konuşmacılara tanınan sürelerdeki tutarsızlık: Şöyleki konuşmalara önceden 40 dakika olarak bildirilen süre acele bir kararla kongrede 30 dakikaya indirildi. Bu da metinlerin eksik sunulması yüzünden tartışma saatlerinde gereksiz zaman kaybına yolaçtı. Ayrıca her bölüm başkanı kendi düşünce ve yargılarına göre konuşma sürelerinde bazı ayarlamalar yaptı. Bu da kongre disiplinini bozucu ve tartışmalara yolaçıcı bir tutum oldu.

Bu toplantıdan beklediğimiz önemli sonuçlar vardı. Bunlardan biri yöntembilimsel ve kuramsal konuların tartışılıp gün ışığına çıkarılması idi. Şimdiye dek üzerindepek durulmayan bu konular açığa çıkmadan bazı sonuçlara ulaşmanın ne derece olanaklı olduğu tartışılamaz. Bu konulardaki bildiri sayısı yok denecek kadar azdı. İkinci nokta ise bizce karşıt düşüncelerin, savların bir tartışma ve birbirlerini sınama yeri olması gereken bilimsel ortamın bu kongrede ne derecede gerçekleştiğidir. Örnek olarak şunu hemen belirtelim; kongreye katılan birçok kişiye ters olarak Anadolu kültüründe Anadoluda Türklerden önce yaşamış toplumlarında etkisi ve payı olduğunu öne süren bir "Mavi görüş" temsilcisi yoktu.

Çevirmen konusu da kongrede bir sorundu. Tekniğin ve olanakların yeterince geliştiği ve çevirinin sorun olmaktan çıktığı çağımızda böyle bir sorunla karşılaşmak ve arandığında çevirmen bulunamaması uluslararası nitelik taşıyan bir toplantı için önemli bir eksiklik ve ihmaldi.

Gene dikkatimizi çeken bir nokta ise 1. seksiyonda bölüm başlığında "sözlük" maddesi varken bu konuda hiç bildiri olmaması idi.

Ve bunların ötesinde halk bilimcilerin tümüyle birleştiği bir konu olan; "folklor" sözünün anlamının daralıp yozlaştığı gözönüne alınıp folklor yerine "halkbilim" sözcüğü kullanılmalı idi. Ve gene hemen belirtelim Türkçede karşılığında birçok sözcüğün bulunmasına karşın nedendir bilinmez halk bilim kongresinde "seksiyon" sözcüğü kullanılmıştır.

Bundan sonraki toplantı ve kongreler için aşağıdaki noktalar göz önüne alınmışsa daha sağlam sonuçlara ulaşılacağına inanmaktayız.

a) Hazırlık kurulu, bildirileri önceden inceleyerek belirli ölçülere uymayan bildirileri toplantı gündemine almamalıdır. (Bu uygulama aslında var olmakla birlikte işlerliği tartışma götürür). Bunu yaparken objektif davranmalıdır,

b) Yapılacak toplantıda özellikle yöntembilimsel ve kuramsal konulara ağırlık verilerek bu konulardaki boşluk doldurulmalıdır,

c) "Halkbilim" sözcüğünün benimsenmesi ile en azından bu ve benzer terminolojik farklılıkların giderilmesi,

d) Üniversiteler ve yakın bilim dallarında çalışan bilim adamlarının da toplantıya katılmalarının sağlanması,

e) Yukarıda sözünü ettiğimiz düzenleme ile ilgili noktaların göz önüne alınması.

Hatırlatmayı yeğ tutarizki, halkbilimi kimsenin tekelinde değildir ve halkbilimci aydınlar kendi davalarına sahip çıkabilecek güçtedirler. Geçmiş kongre bunun en somut örneğidir.

Dileriz ki, ilerki yıllarda yapılacak kongreler bilim adına utanç verici olaylara sahne olmadan halk bilimine gereken değerini verebilecek nitelikte düzenlenir... Saygılarımızla.

Halk Bilimi







Arama

Bizi Destekleyenler

.