Halk Müziği Soruşturmasına Yanıtlar

Bu Derginin Diğer Makaleleri

Anonim ; "Halk Müziği Soruşturmasına Yanıtlar"; Halkbilimi (ODTÜ-Türk Halk Bilimi Topluluğu) (1. Seri); Temmuz / 1975; Sayı: 10; Sayfa: 10

Dergimizin daha önceki sayılarında başlattığımız Halk Müziği Soruşturmasına okuyucularımızın göndermiş olduğu yanıtlardan sonra bu sayıda da kendi görüşümüzü yayınlamayı yararlı bulduk. Güncellğini hala yitirmemiş bu konunun halk bilim çevrelerince yeterince değerlendirilemediği kanısındayız. Bu nedenle halk bilimcilerimizi bu konu üzerinde hiç olmazsa tartışmaya sokabilirsek görevimiz bir parça yapabildiğimiz inancında olacağız.

Halk Müziği:

a) Kültür ikilemininin etkilemediği toplumlarm müziğidir. Ekonomik - sosyal - psikolojik tabana dayalıdır. Yani bütün bu sorunlara yabancı değil onların bir yansımasıdır.

b) Yaratılış genellikle ortaklaşa (anonim) dır. Böyle olmasa bile yaratan kişiler kısa dönemde unutulup ortak yapıtlar durumuna gelirler.

c) Önceden belirttiğimiz gibi sosyo-ekonomik koşulları yansıtırken yöresinin sorunlarını ve niteliklerini dile getirir. Bağlı olarak yöresel olma özelliği ortaya çıkar. Yörelerin tarzları, çalgıları, ayağı, anlatım biçimleri birbirinden farklıdır.

Halk Müziğinde biçim: a) Dizisi ve ezgisi belli olan - kırık havalar, b) Dizisi belli, ezgisi belli olmayan-uzun havalar, c) Bunların ikisinin iç içe geçmişi olan karmaşık havalar olarak belirlenir. Halk Müziğini bir yerde yaratıcıları olan halk ozanları geleneği de halk müziğine koşut olarak sürmektedir. Ozanların yaptığı müzik gününün sorunlarını yansıtır genellikle.

Müzik Sorunumuz :

Ülkemiz yılarca halk - devlet ikilemini yaşamış ve içinde bulunduğumuz yüzyılda da tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş sürecini yaşamaktadır. Bütün bu kültürel farklılaşmalara bağlı olarak değişik müzik türleri ülkemizde dinlenir olmuş ve değişik etki alanları oluşturmuşlardır. Bu alanlar da çoğu kez birbirleriyle çakışmaktadırlar. Şöyle ki: Değişik türlerdeki müzik yapıtları türkü, şarkı, pop müzik parçası vb.) aynı çevrelerde dinlenir olmuştur. Bu türleri sınıflamak gerekirse,

  • I) Türk Halk Müziği
  • II) Türk Sanat Müziği
  • III) Batı Sanat Müziği
  • IV) Batı Hafif Müziği
  • V) Dolmuş Müziği

Bu müzik türlerinin gelişmesi ile birçok sorun da beraberce gelmiştir. Türk Müziğinin çok seslendirilmesi, batı kaynaklı ezgilerin Türkçe sözlendirilmesi, Türk halk müziğinin batı çalgıları ile seslendirilmesi sorunları gibi. Bu arada "Türk Hafif Müziği" adı verilen bir tür oluşmuş ve son on yıllık süreç içinde bu da ya söz uygulama ya da türküleri çalma biçiminde olmuştur. Sonuç olarak ortaya tam bir müzik kargaşası çıkmıştır. Bunun da olması çok doğaldır. Çünkü ülkemizde uzay çağı ile kağnı çağı bir arada yaşanmaktadır. Buradan itibaren yukarıdaki müzik türlerinin çeşitli sorunları ve toplumda yarattığı çelişkileri halk müziği - dolmuş müziği çelişkisi biçiminde inceleyeceğiz.

Dolmuş Müziği:

Dolmuş Müziği ülkemizde son on yıldır bir tür olarak görülüyor. Başlıca özelliklerini sıralamak gerekirse;

1) Kişiseldirler ve bir takım kişileri yıldızlaştırırlar. Bunun en somut örneği bu tür müziğin içinden gelip şu anda Türk Müziği çevrelerinde büyük ün ve reklam sahibi kişilerdir.

2) İçerikleri çağdaş düşünceye ters düşer. Bu tür eserlerde çağımızın yapıtları olmalarına kar- şın koyu bir bireycilik ve kader kısmetçilik görülmektedir.

3) Müzik olarak her türlü olanakta yararlanmaktadırlar. Yapımda kulanılan müzik aletlerinin çeşitliliği bu kanıyı doğrulamaktadır.

Yukarıda sayılan özellikleri bu müziğin tutulma nedenleriyle birlikte ele almadan önce çıkış nedenleri için şu noktalar ileri sürülebilir.

Temeli olmayan bir batılılaşma. Toplumda oluşan kültür ikileminin yarattığı sonuçlar. Ülkemiz son yirmi yılda özellikle tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş sürecinde bazı aşamalar yapmıştır. Bu da köyden kente göç ve bir kentleşemeyen kütle olgum çıkarmıştır ortaya. Buna bağlı olarak yabancı sermaye ve sömürüsü ülkemizde sömürü biçimlerinin aynı zamanda kültürel sömürü ve uyutma politikasını sürdürme çabaları olarak görülmüştür. Bu nedenle görülen sosyo-ekonomik ortamdaki bozukluklar kentleşememe olgusuna bağlı olarak psikolojik uyumsuzluk ortaya çıkarmıştır.

Bu müzik türünün tutulma nedenleri olarak da şunları sıralıyabiliriz:

i) Müzik yapısı: İçinde arabesk nameleri kapsaması ve ritminin zengin oluşu geniş bir kitle tarafından değişik ve yeni bir tür olarak nitelendirilip yaygın bir biçimde dinlenmesini sağlamıştır. Halbuki bu müzik türünde en belirgin unsurlardan biri olarak görünen akor basmak birçok saz ozanında da bulunan bir unsur olmasına karşın dolmuş müziği türüne yararı dokunan bir etken olmuştur.

ii) Güncel oluşu: Güncel olaylara çok hızlı bir biçimde tepki göstermesi ve bu konulara belli bir ölçüde yorum getirmesi yine onu tutulan bir tür haline sokmuştur.

iii) Bunalımları yansıtması : Bilindiği gibi ülkemizde çeşitli bunalımlar vardır. Ekonomik, toplumsal, cinsel vb. gibi bunalımların yansımasını dolmuş müziği türü plak ve yapımlarda belirgin olarak izlenmektedir.

Ancak üzerinde çok söz söylenmesine karşın bu müziğin dinlenme alan ve toplulukları, nerede, hangi koşullar altında dinlenmekte veya seçilmekte oldukları, bu alandaki plak şirketleri, şirketlerin yapıları, korsan plak olayları üzerinde bir araştırma yapılmış değildir Plak adlarını incelemek bile bu konuda bir düşünce verebilir.

TRT’nin tutumu: TRT kendince arabesk müzik adını verdiği bu tür müziğe uzun süre karşı koymuş ve büyük ölçüde bu direnişini hala sürdürmektedir. Ancak devletin diğer bazı kuruluşları (polis radyosu, meteoroloji radyoru gibi) bu tür müziğin başlıca yayıncısı durumundadır. Hemen kabul etmek gerekirki bu müzik türüde belli bir dinleyici birikimine sahiptir. Bunlardan rahatça çıkarılacak sonuçta devletin bir ulusal kültür politikasının olmayışıdır. TRT’nin uzun yıllar süren yanlış politikası halk müziğinin doğalığını kaybettirmiş toplumun ve kişinin duygu ve düşüncelerini yansıtamayan parçaları ki bir yerde "tarihi halk müziği" yapar durumuna düşmüştür. Çok yakın zamana kadar olan TRT repertuarlarının sayısma bakılırsa durum daha iyi anlaşılacaktır.

Dolmus müziğinin tutulma nedenlerinden biri olan güncellik konusunu en rahat biçimde işleyen ve bunu halkın yorumu ile yargılayan aşık tarzı müzik TRT de uzun yıllar sesini duyuramamıştır. Bu umursamazlıkta aşık tarzı müziğin temsilcilerinin siyasal düşünülerinin bu güne değin kültür politikasını bir hükümet politikası olarak değerlendiren iktidarların siyasal düşünüleri ile çakışmaması en önemli etken olmuştur. Bu nedenle bu kişiler değil TRT’den seslenebilmek yapıtları nedeniyle yargılanır olmuşlardır. Bütün bu sorunların yanısıra,

I) Türk halk müziği konusunda ülkemizde yeterli eleman yoktur. Şimdiki durumda ülke çapında halk müziğini yürütenler bir temel eğitim kurumu olmayışı nedeniyle belli bir amaçtan yoksun olarak ve bilimsellikten kopuk bir biçimde çalışmaktadırlar. Bu ko- nuda en belirgin örnek ülkenin bir halk müziği konservatuvarından yoksun oluşudur.

II) Yukarıdaki duruma bağlı olarak kuramsal çalışmalar yeterince gelişememiş ve kitlelerin değişiklik isteklerini yeterince karşılayamayan bir uygulamaya gidilmiştir.

III) Böylece kuram ve uygulamanın belirlenememesi bu alanda sorunu yıllarca incir çekirdeğini doldurmayan kişisel sorunlar ve sürtüşmeler şekline dönüştürmüştür.

IV) Daha öncede belirtildiği gibi aşık tarzının ihmali sonucu toplumun değişen değer yargıları karşısında çaresiz kalınmıştır. Ortaya çıkan boşluktan diğer müzik türleri rahatça yararlanmayı bilmişlerdir.

Şu ana kadar yukarıda düşüncelerimizi sıralamaya çalıştık. Biliyoruz ki toplumumuzun yapısındaki değişiklikler, hastalıklar ekonomik yapıdan ayrı olarak düşünülemez. Hastalık sadece müzik alanında da değildir. Edebiyatta da sinemada da benzer olguları rahatça gözlemleyebiliriz. Gene biliyoruz ki kültürel ortam durgun değişmeyen bir varlık değil tersine sürekli değişen ve kendini yenileyen bir varlıktır. Müzik alanındaki bu kargaşanın sona ermesi ancak toplumun daha sağlıklı bir yönde ilerlemesi ile olanaklıdır. Uzun dönemde toplumsal bozukluk sona erecek belli bir eğitim kökleşecektir. Bu eğitim sanatçının ve toplumun siyasal eğitimidir. Bu da sanatçının daha çok eleştirilmesi yani böylece daha iyi yapıtlar ortaya çıkması sonucunu doğurur.

Ülkemizde ekonomik sömürü yanında oluşan kültürel sömürü, ekonomik sömürünün sürekliliğini sağlamak amacıyla egemen güçler aracılığıyla güdümlü bir insan yaratma çabasındadır.

Dileğimiz bu tür yapılan bütün tartışmaların nedeni olan ekonomik yapının düzelmesi ve tartışmaların kısır döngülerden kurtulup, halk müziğimizin çağdaş yorumlara açılmasıdır.

HALKBİLİMİ







Arama

Bizi Destekleyenler

.