Bir Hikayeci Yetişiyor: Cafer Demiryürek

Bu Derginin Diğer Makaleleri

Bayramoğlu,Yaşar ; "Bir Hikayeci Yetişiyor: Cafer Demiryürek"; Eflatun ( Sanat-Fikir-Kültür-Aktüalite); Sayfa: 21

Genç bir hikâyeci Cafer Demiryürek. 1951 yılında Tokat’ın Reşadiye İlçesi'nin Gündoğdu köyünde doğmuş. İlkokulu köyde, ortaokulu Reşadiye, liseyi Malatya'da okuduktan sonra. Erzurum Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü bitirdi. Halen Ankara'nın Delice ilçesi’nin Büyük-avşar Ortaokulunda Türkçe öğretmenliği yapıyor.

Yazın alanına şiirle giren Demiryürek'in ilk denemeleri mahalli gazete ve dergilerde yayınlanmıştır. Çağıltı, K. Ülkü, Yeni Adım dergilerinde şiir ve hikâyeleri yayınlanmakta olan genç sanatçı ile okurlarımız için bir konuşma yapmayı düşündük.

İlk sorumuz sanat görüşü ile ilgili oldu. Demiryürek, sanat görüşünü bize şöyle açıkladı:

- Ben bir köy çocuğuyum. Bu nedenle yazdıklarımda yakın çevremle ilgili konulara daha çok yer vermekteyim. Yazmak için yaşamak lâzımdır. Yazdığım hikâye ve şiirlerde öncelikle yaşadığım çevreyi dile getirmeyi, sorunlarını en güzel şekilde işlemeyi amaç edindim. Bunu bir örnekle kanıtlayacak olursak, köyümüzün köprü ve yol durumunun elverişli olmayışı bana bir yarışma ödülü da kazandırmıştır. Bu konuyu işlediğim hikâyem, Malatya'da düzenlenen bir hikâye yarışmasında birincilik almıştır.

- Köyü işlediğinizi söylediniz hikâyelerinizde Bu hikâyelerinizi olduğu gibi mi, yoksa konuları genişleterek mi yazarsınız?

- Konuyu elbette olduğu gibi almayarak, bazı ekmeler yapmaktayım. Ancak öz olarak konuyu koruduğumu da belirtmek isterim.

Hikâye okura herşeyden önce olması gereken. daha doğrusu yaşanmış gerçekleri vermelidir. Masal öğeleri karışırsa, hayal gücü karışırsa iş değişir.

- Son zamanlarda şiirden çok hikâyeye yöneldiğinizi görmekteyiz. Biz de sizin hikâyede bir atılım yapacağınıza inanıyoruz. Türk hikâyeciliğinin bugünü hakkında bize birşeyler söyler misiniz?

- Aslında şiir ve hikâye çalışmalarını şu anda bir arada yürütmekteyim. Son yıllarda yurdumuzda hikâyede büyük aşamaların yapıldığını söyleyebilirim. Yayınlanan kitaplar bunun açık örneğidir. Yeni yetişen bir hikâyeci ismi vereyim; Sevinç Çokum. Sait Faik havasındaki hikâyeleri ile kalıcı olacağı kanısındayım.

- Türkçe öğretmeni olarak, öğrencilerinizin, derse karşı ilgisini nasıl buluyor sunuz?

- Öğretmenlikle çok yeniyim. Fakat ilk izlenimlerime göre, öğretmenin ilgisi ve yeteneği oranında öğrencilerdeki bu ilgi çoğalıp azalabiliyor. Türkçe öğretmekte herhangi bir zorluğa uğrayacağımı sanmıyorum.







Arama

Bizi Destekleyenler

.