Türk folkloru ve halk edebiyatına eserleriyle, yetiştirdiği öğrencilerle büyük hizmetleri dokunan Pertev Naili Boratav’ın "Az Gittik Uz Gittik" ve "Zaman Zaman İçinde" adlı kitaplarının yeni basımları Adam Yayınlarınca yapıldı. Her iki kitap da gerek masal metinleri gerekse masallar üzerine incelemeler bakımından büyük önem taşıyor. İlk kez 1931 yılında basılan “Köroğlu Destanı” adlı lisans teziyle bu destani halk hikâyesinin Türkiye’de ve dünyada yeni baştan ele alınmasında Anadolu’da ve Baîkanîar’da yeni araştırmalar yapılmasında etkili olan Pertev Naili Boratav’ın iki kitabı ve biyografisi üstüne arkadaşımız Sabri Koz’un kaleme aldığı yazıları orta sayfalarımızda okuyabilirsiniz.
I
Yazının başlığına bakıp da bir masal anlatmaya başladığım sanılmasın. Yazacağım şeyler masal değil, ancak masalla ilgili olacak. Yazının başlığını oluşturan söz öbekleri, Türk folkloru ve halk edebiyatına eserleriyle, yetiştirdiği öğrencilerle büyük hizmederi dokunan Pertev Naili Boratav'ın iki masal kitabının adıdır. Bu yıl içinde Adam Yayınları tarafından peşpeşe yayımlanan (daha doğrusu ikinci baskıları yapılan) bu kitapların gerek masal metinleri gerekse masallar üzerine incelemeler bakımından büyük önemleri var. Boratav'ın Folklor ve Edebiyat (1982), Köroğlu Destanı ve Halk Hikâyeleri ve Halk Hikayecileri adlı kitaplarını da daha önce yayımlamış olan Adam Yayınları'na ne kadar teşekkür etsek azdır. Kitaplardan Zaman Zaman İçinde (ZZİ) ilk kez 1958'de yayımlanmış; Az Gittik Uz Gittik (AGUG) ise 1969'da. Bazı kitapların yeni baskılarını da edinmekten büyük bir zevk almışımdır. Bu kez de öyle oldu. Hemen ilk baskılara elimi uzatıp yirmi yıl öncesinin sayfalar üzerine karalanmış okuma nodarını da ihtiva eden, yer yer sararmış ciltleri yeni kardeşlerinin yanına getiriyorum. Zaman Zaman İçinde (1958) Abidin Dino'nun, Az Gittik Uz Gittik (1969) ise Cihat Burak'ın güzel desenleriyle bezenmiş. Doğru ya masal kitabı, içindeki masallar gibi büyülü dünyalara sahip olan resimlerle bezeli olmalı. Yeni baskıları, resimsiz çıkmış olmaları belki teknik belki ekonomik sebeplere dayanıyordur, diyerek eski bir dostu ziyaret eder gibi okumaya başlıyorum:
ZZİ, 21 tekerleme ile 22 masaldan oluşuyor. Kitabın hazırlanışıyla ilgili bilgileri, dilekleri ve teşekkürleri ihtiva eden "Önsöz"ün ardından "masal" ve "tekerleme" hakkında bilgi veren, notlar ve örneklerle desteklenmiş "Giriş" bölümü geliyor. Bu bölümde Türk masallarının en eski örneklerinden, edebî eserlere alınmış ya da bağımsız olarak işlenmiş masallardan, tekerlemelerin köken ve işlevlerinden söz ediliyor. Boratav, masalları sunuş gerekçesini ve biçimini şöyle açıklıyor:
"Bu kitabı biraz da, aydınlarımızda yeniden masal derleme gayreti uyandırmak ve masal derlemiş olup da bunları nasıl biçime sokup yayımlamak gerektiğini kestiremeyenlere doğru bildiğim bir yolu göstermek maksadıyla yayımlıyorum. (...) Ben, masalın dilinde ve üslubunda da halk sanatçısının çeşnisini bırakmalı diyorum. Bunu yaparken, sözlü anlatmanın yazıya geçerken gerektirdiği bazı ufak ‘dokunmalar’ elbette olacaktır: Şive farklarını, bölgelere göre çeşitlenen gramer tasarruflarını, yalnız sözlü anlatmada işe yarayan, kitaba geçen metinde ise, onun değerine zarar getiren pürüzleri gidermek gibi. .. Bu türlü dokunmalar masalın kendi geleneğindeki yapışma zarar vermez, belki onu bozmadan, kendi yapısı içinde değerlendirir. İşte ben kitabımdaki masal metinlerinin hazırlanmasında bu yolu tuttum. " (ZZİ/II).
Tekerleme bölümünü yazarken değişik bir yol izlemiş:
"....bu kitabı çocuk olsun, büyük olsun, masalı masal olarak okumak isteyen her türlü okuyucuyu düşünerek düzenlediğime göre, her tekerlemede -kendimden bir şey katmaksızın- birkaç metinden seçilen unsurları bir araya getirmek suretiyle en tam, en iyi metni biçimlemeyi denedim. " (ZZİ/II).
Bu tutumun, masallarımızı kendi bildiğine göre yazıya geçirip yayımlayan halk kültürü derleyicilerine ve kimi masal yazarlarına örnek olması beklenirdi. Aradan geçen 30 yılı aşkın süre bu önerilerin dikkate alındığı masal derlemelerinin hazırlanmasına yol açtığı gibi bunları göz ardı ederek her türlü katma öğeyi masal içine sokmayı deneyen, halktan derlenmiş masalların biçimini ve özünü bozan yazarlar da çıkmıştır. Masallarımızı edebî değer taşıyacak ve kişisel bir eser durumuna getirecek biçimde Eflatun Cem Güney gibi yeniden yazmanın da sanat açısından önemi vardır ve mutlaka yapılmalıdır.
ZZİ'de tekerleme ve masal metinlerinin ardından "Tekerlemelerin Kaynakları" ve "Masalların Kaynakları" bölümlerinde kaynak kişiler, derleyiciler, derleme yer ve zamanları tanıtılıyor. "Notlar" bölümünde ise kitaptaki metinlerin TTV (Wolfram Eberhard-Pertev Naili Boratav, Typen Türkisher Wolkmarchen - Türk Halk Masallarının tipleri) ve AaTh (Anti Aarne-Stith Thompson, The Types of the Folktale- Halk Masallarının Tipleri) adlı kataloglardaki tip numaralarının belirtildiği dikkati çekiyor. Bu yöntemin Boratav’dan sonra masallar üzerine değerli çalışmalar ortaya koyan Umay Günay (Elazığ Masalları), Saim Sakaoğlu (Gümüşhane Masalları), Bilge Seyidoğlu (Erzurum Masalları) Ali Berat Alptekin (Taşeli Platosu Masalları) ve Ahmet Ali Aslan (Kars Masalları) gibi bilim adamları doktora tezlerinde, inceleme ve derlemeler yanında bu yolu izleyerek masalları tip numaraları açısından da değerlendirmişlerdir.
AGUG de aşağı yukarı ZZİ ile benzer özelliklere sahiptir. Ancak bu kitapta masallar ağırlıktadır. 1 tekerleme, 48 masal ve 19 Karatepeli hikâyesinden oluşan kitapta "Önsöz" ve "Türk Masalı Üzerine" başlıklı uzun bir inceleme ile "Kaynaklar-Açıklamalar" başlıklı bölüm yer alıyor. Fıkralarla masalları aralarındaki benzerliklerden dolayı aynı yöntemlerle inceleyen Boratav bu incelemesinde masallar dışında fıkralara da uzun bir yer ayırmıştır. Nasreddin Hoca Fıkraları ile Karatepeli fıkralarını "hikâye" şemsiyesi altında inceleyen Boratav, bunlar üstüne çalışmalar yapacak genç araştırmacılara ilginç örnekler veriyor. Çağdaş Türk edebiyatındaki masal etki ve ilişkilerinin de ele alındığı inceleme 1968’e kadar yapılan masal çalışmalarını belli bir sıraya göre ve yer yer değerlendirerek gözler önüne seriyor. Masalların kimden, ne zaman ve nerede derlendikleri ile tip numaraları da "Kaynaklar-Açıklamalar" bölümünde bir önceki kitapta olduğu gibi ayrıntılı bir biçimde verilmiş.
Her iki kitap da bizde az rastlanılan ciddilikte iki masal derlemesidir. Büyükler kadar çocuklar da okuyabilir...
II
Boratav’ın, dökümünü biyografisiyle birlikte vermeye çalıştığımız eserleri arasında adları Türk Halk Masallarının Tipleri ile Tekerleme-Türk Halk Masallarının Üslup ve Tipleme Bakımından İncelemesine Katkı diye çevrilebilecek kitapları üzerinde biraz durmak istiyorum.
Wolfram Eberhard’la birlikte hazırladığı, Almanca adından dolayı TTV diye anılan ve 1953'ten beri Türkçe'ye çevrilmeyi, hâttâ yapılan yeni derlemelerle genişletilmeyi bekleyen bu eser Türk masalının vazgeçilmez kaynaklarındandır.
Bu katalogda incelenen 378 masal tipine birer örnek yayımlamayı amaç edindiği halde bunu başaramayan ancak umudunu da yitirmeyen Boratav'a meslektaşlarının yardımcı olması, bu halk kültürü ülküsünün, eserin çevirisiyle birlikte mutlaka gerçekleştirilmesi beklenir.
Tekerlemelerin şaman dualarından başlayıp Anadolu sufi şairlerin manzum şathiyeleriyle Barak Baba'nın düzyazı "Risale"sinde kendini sezdiren söyleyiş biçimini, masal tekerlemeleriyle çocukların ebe çıkarma ve oyun tekerlemelerinde son bulan serüvenini bizlere sezdiren ve bunları yıllar önce yazarak ortaya koyan da Boratav olmuştur. Onun halk edebiyatının çok ilginç bu türü hakkındaki ZZİ'de yer alan incelemeden sonra kaleme aldığı, 1963'te yayımlanan Fransızca kitabı da Türkçe'ye mutlaka aktarılmalıdır. Her iki kitabın çevirisi ya Boratav tarafından ya da onun denetimi altında çalışacak bir çevirmen eliyle gerçekleştirilmelidir.
Türk masallarının bizden beklediği hizmetler üzerinde düşünürken Macar Doğubilimcisi ve Türk folklorculuğunun öncüsü saydığımız Ignâcz Kûnos’un ve onu izleyen Ahmet Caferoğlu, Pertev Naili Boratav, Eflâtun Cem Güney, Mehmet Tuğrul, Naki Tezel, Umay Günay, Saim Sakaoğlu, Bilge Seyidoğlu, Ali Berat Alptekin, Ahmet Ali Aslan, Nuri Taner ve daha adları bir çırpıda akla gelmeyen onlarca derleyici ve bilim adamının kitaplara, dergi sayfalarına geçmiş emeklerini Konur Ertop'un da dileğine katılarak (Varlık Kitap Eki, Sayı 2, Temmuz 1992, s. 17) bir araya getirmenin, büyük bir Türk masalları koleksiyonu oluşturmanın zamanı gelmiştir, demekten kendimi alamıyorum.
Öğrencilerinden Rémy Dor’un Fransa’da, İlhan Başgöz’ün Amerika Birleşik Devletlerinde öncülük ederek yayımladıkları "Armağan" kitaplar biz Türkiye’de yaşayan halkbilimi gönüllülerine "Boratav Hoca" için daha başka görevlerimiz olduğunu da hatırlatıyor, değil mi?