Halk Oyunları: Halk Danslarının Yayımı

Bu Derginin Diğer Makaleleri

Yönetken,Halil Bedi ; "Halk Oyunları: Halk Danslarının Yayımı"; Türk Folklor Araştırmaları Dergisi; Eylül / 1957; Cilt: 5; Yıl: 9; Sayı: 98; Sayfa Aralığı: 1558-1559

Halk şiir ve edebiyatını okumak ihtiyacı gibi halk türküsünü söylemek, halk sazını çalmak, oyununu oynamak da şehirliler ve münevverler için tabii bir ihtiyaç olabilir. Yalnız hemen itiraf etmek lâzımdır ki halk şiir ve edebiyatını okuma ihtiyacının tatmini ile halk türküsünü söyleme, sazını çalma, oyununu oynama ihtiyaçlarının tatmini arasında büyük fark vardır. Oynama, bilhassa çalma özel şartlara dayanan faaliyetlerdir. Onları başarma pasif bir faaliyet olan okumaya nazaran elbette çok güçtür. Bununla beraber halk müziği ve oyunu çoktanberi şehirlinin, münevverin ilgi ve sevgisini çekmiş, halk türküleri, sazları ve oyunları şehirliler ve münevverler arasında, hattâ okulda gençlik arasında, öğrenme, öğretme ve taklit etme yoluyla çoktan yayılmış bulunmaktadır. Burada şunu da açıklamak ve hatırlatmak yerinde olur ki, halk türküsü ve oyunu dediğimiz zaman yalnız köyün ve küçük kasaba halkının müzik ve oyununu değil büyümüş, ilerlemiş şehirlerin esas çekirdeğini teşkil eden yerli halkının hâlâ muhafaza etmekte oldukları halk sanatını da kastediyor, onu da bu kadroya ithal ediyoruz. Bu itibarla bir Bursa Sekme veya Güvendesini, büyük Bursa şehrinin eski gelenekleri hâlâ muhafaza eden insanları da oynadığı gibi, her hangi bir Sıvas halayını Erzurum Barını, Trabzon Horan'ını veya Muğla Feraî zeybeğini ... Büyük şehirleriöiz Sivas, Erzurum, Trabzon ve Muğla'nın eski yerli insanları da oynayabilir. Bizim kastimis ve konumuz halk oyununa karşı tamamen profan durumda olan münevver insanlardır. Ve halh danslarının yayımı dediğimiz zaman da bu dansların bilhassa profanlar arasındaki teammümünü kaydediyoruz. Mevzuumuz halk danslarının münevverler ve bilhassa münevver gençlik arasındaki teammümüdür. Acaba halk dansı ilk defa ne zaman profan münevver taradından oynanmıştır? Bu soruya cevap vermeye elbette imkân yoktur. Yalnız kesin olarak belli olmayan bir zamandanberi, köylüye ve halka ait dansların münevverler ve bilhassa münevver gençlik arasında oynanmakta olduğu bir gerçektir. Halk şiir ve edebiyatını okumak münevver için nasıl tabiî ve ruhî bir ihtiyaç ise, türküsünü söylemek, sazını çalmak, oyununu oynamak da öye bir ihtiyaçtır. Halk şiir ve edebiyatını okumaktan kimseyi menedemiyeceğiıniz gibi türküsünü söylemek, sazını çalmak, Oyununu oynamak hakkını da kimseden nez'edemiyeceğimiz pek tabiidir. Aksine bu hareketi teşvik etmek, halk oyunlarını yaymak durumunda bulunuyoruz.

Halk danslarının yayımına âmil olan terbiyevî iki mühim sebepten ilki, millî diğeri estetiktir. Halk oyunu, halk müziği ve halk edebiyatı gibi millî terbiyenin en mühim vasıtalarından biridir. Halk müziğinin (Halk oyunu dahil) eğitim ve öğretimde oynadığı rol bilhassa. son yıllarda hemen bütün terbiyeciler tarafından takdir edilmiş bulunmaktadır. Unesco'nun beynelmilel müzik konseyi ile yaptığı sıkı işbirliği sayesinde 1953 senesinde Brüksel'de aktedilen beynelmilel müzik eğitimi konferansında -Bu büyük konferans "Gençliğin eğitiminde müziğin rolü ve yeri" adını taşıyordu- Beynelmilel müzik konseyi başkanı Sir Stuart Wilson tarafından sunulan tebliğ şu ifade ile başlıyordu: "1947 de kurulmuş olan Beynelmilel Halk müziği konseyinin faaliyetleri üç gayeyi istihdaf etmektedir: "Bütün memleketlerde halk müziğinin (halk dansı dahil) korunmasını, yayılmasını, pratike edilmesini himaye etmek, bu alanda mukayeseli incelemeleri kolaylaştırmak nihayet halk müziği ilgisini geliştirerek milletlerin kendilerini daha iyi tanımalarına, daha iyi anlaşmalarına hizmet etmektir." Aynı tebliğde ilgililere halk dansları konusunda verilen tavsiyeler arasında bir tanesi çok dikkate şayandır: (Folklorik danslara öğrencinin sosyal ve yaratıcı faaliyetlerinin tamamlayıcısı olarak daha büyük dikkat atfedilmelidir.) Aynı konferansın okul öncesi, ilk, orta, yüksek okullarda müzik öğretim ve eğitimini inceliyen komisyonun aldığı ilk mühim kararlardan biri de şu idi: (Gerçek eğitsel değer taşıyan otantik müzik folkloruna okulda yer verilmelidir.) Ayrıca gerek Douglas Kennedy'nin (Toplumun dansa katılmasının önemi) ve gerek Maud Karpeles'in (İçtimaî yakınlaşma unsuru olarak folklorik müzik) adlı tebliğlerinde çok dikkate değer fikitlere rastlanmıştır. Halk dansı konusu sırf didaktik yönden de bir zamandanberi öğretimde yer almış bulunmaktadır. Birçok memleketlerde müzik öğretiminde bilhassa tirmik duygu ve kapasitenin geliştirilmesinde halk danslarına önem verilmiş, çeşitli memleketlerin halk dansları, bilhassa müzik dersi ile diğer dersler arasında (Correlation) kurmak hususunda önemle tavsiye edilmiştir. Bilindiği gibi birçok memleketlerde müzik öğretim ve eğitimi halk müziği üzerine kurulmuştur.

Halk dansının gerek bizzat oynayanlar ve gerek onu seyredenler üzerinde derin millî ve bediî heyecanlar yarattığı, onun ruhî, bedenî, millî bir ihtiyaç tatmin ettiği artık münakaşa götürmez bir gerçek halini almıştır. Bu terbiyevî sebeplerle halk oyunları son zamanlarda bilhassa müııevver gençlik arasında dünyanın hemen her yerinde teammüm etmiş ve bu yayma, yayılma keyfiyeti günden güne önemini arttırmış bulunmaktadır.







Arama

Bizi Destekleyenler

.