ALPLARBAŞI KAZAN BEY MEYDAN OKUYOR İşte benim, işte meydan, Şan ardınca gezen gelsin! Kılıcını çaldığında Aygır beli kesen gelsin! Topuzunu çarptığında Kara taşı ezen gelsin! Gelsin gelsin, gelsin gelsin, Öz canından bezen gelsin!... KANTURALI Otursa post doldurur, Yürüse toz kaldırır; Yamandır Kanturalı (Vur!) denilse öldürür. Seyrek dudak depretir, Sesi kulak yıpratır; Yamandır Kanturalı, Yok ona benzer batır!. AĞLASIN Binipte ormanlarda geyik sürdüğün Yelesi gök boncuklu taylar ağlasın! Çekip te düşmanlara oklar saçtığın Kirişi ıslık çalan yaylar ağlasın! Alın ve döş kanını gâh gâh yuduğun Suları gümüş renkli çaylar ağlasın! Toylarda, derneklerde kulluk ettiğin Gözleri kurt bakışlı beyler ağlasın!. TAT ERİNİN BAN BANLADIĞI ZAMAN Ak sakallı Tat erinin ban banladığı, Yaradan’a dua için en iyi zaman; Bülbüllerin güllerde şakıdaştığı, Tan yerinin salkım salkım estiği zaman Kâfiristan toprağında akıncıların Doludizgin meydan meydan gezdiği zaman; Zağlı zağlı kılıçların inip kalkarak Biteviye düşman başı kestiği zaman!...
Not: Yukardaki parçalar, adı belirtilen "10800" mısralı epope‘den "TÜRK FOLKLOR ARAŞTIRMALARI" dergisinde yayınlanmak üzere seçilmiştir.
Her türlü iktibas hakkı mahfuzdur.