Ayrılık

Bu Derginin Diğer Makaleleri

Cebeci,Dilaver ; "Ayrılık"; Altıncı Şehir; Ocak-Mart / 1997; Yıl: 1; Sayı: 1; Sayfa Aralığı: 18

...Ve kapasam gözlerimi karanlığa, yorgan örtsem üstüme bir Sivas türküsünü...

"BİR BULUT KAYNIYOR SİVAS İLİNDEN BEN KORKARIM AYRILIKTAN ÖLÜMDEN"

Korku neye yarar? Bir zaman Kızılırmak kıyısında at koşturan Hitit Labarnaşları da ayrılıktan korkar mıydılar acep? Kızılırmak kıyılarında sebepsiz, mânâsız boy atan ılgınlar, Cihangir Sultanların atlarının ayaklarına dolanır mıydı? Bu cihangîrler nelerden korkarlardı?.

Benim korkum cihangirlerin korkusuna benzemez. Keşke hayatım boyunca bir kez, bir cihangirin korkusunu tatsaydım... Ben yumarım gözlerimi, yıldızlara, bulutlara aya, saman yoluna, "Gasigin izâ vekab" akşamlara... sonra ürperirim. Ben böyle değildim bilesiniz! Uçsuz bucaksız bir mekân içinde zamanla vuruşurdum. Zamanı yenerdim. Kelepçe vururdum kollarına, boynuna kemend...Ben böyle demir âsâ demir çarık gurbetten gurbete atılacak adam mıydım? Atsız mıydım? Pusatsız mıydım? Ya gurbette ölürsem... Dilim nasıl vardı, nasıl söyledim?

And olsun ki, bu Sivas türkülerine, öğütleyenim bütün sarhoşları... Bir akşam güneş batmadan önce, çekecekler bıçaklarını... Her biri yedi yerinden vuracak gurbeti... Biraz da gurbet ağlayacak... Siz bilmezsiniz sarhoş bıçağını, Beni de vuran sarhoş bıçağını... Korkusuz, kaygusuz, sevdâlı, canım sarhoşlar... Sizin de aklınıza Sivas mı gelir "ayrılık" deyince? Nasıl böyle imtizaç etmiş Sivas’la ayrılık? Hiç baktığınız oldu mu sözlüklere? Aradınız mı Sivas’ın mânâsını? Sivas, ayrılık demek mi yoksa?

Ben şimdi bir Sivas ağızlığından sigara içiyorum. Bir bayram dönüşü... Muammer getirmişti. Sivas’ı çekiyorum ciğerlerime, Kızılırmağı içiyorum.

Sivas’lı bir yârim olsa, gidemesem, gelemese ve ben yamru-yumru dağlara karşı türküler söylesem:

"KARLI DAĞLAR KARANLIĞIN KALKTI MI?"

Nasıl tarif etsem ayrılığı? Her şeye, her yere sinmiş ayrılığı... Bir tren düdüğü, bir vapur çığlığı, kahve fincanındaki telve, bir atlas yelken, turna katarı, kıvrık kvrım yollar, ay ışığı... Durup duruken söylenmemiş bu mısralar:

"AY IŞIĞI PENCEREDEN GİRENDE, SENDEN YANA HAYAL KURMAK NE GÜZEL..."

Yorgun, terli soluk soluğa bir gecenin tam ortasında, kol saatimin yelkovanı ile yarışıp duruyorum. Çekişiyorum zamanla... Onu yenemiyorum artık. Esir düşüyor göz kapaklarım. Ve kapıyorum gözlerimi karanlığa, yorgan ediyorum üstüme bir Sivas türküsünü:

"BİR BULUT KAYNIYOR SİVAS İLİNDEN BEN KORKARIM AYRILIKTAN ÖLÜMDEN"







Arama

Bizi Destekleyenler

.