Toplumların kalkınabilmeleri, ileriye dönük hamleler yaparak mutlu yarınlar bırakabilmeleri, ancak o toplumlarda hedef olarak tasarlanan planların yerine getirilebilmesiyle mümkündür. Bu çalışmada herkesin vazifesi değişik yönlerde gerçekleşmek durumundadır. O halde, her toplumun kendi yapısına uygun bir sistemi olacak, herkes bu sisteme göre imkânlan nisbetinde kendine düşeni ifa edecektir. Bu mecburi şartlardan herhangi birinin kesikliği; sistemsizlik veya sistemin bünyeye uymayışı, fertlerin görev dışı işlerle uğraşması, sistemi istediği gibi yorumlayarak tatbike kalkışması halinde toplumun yerinde sayması, gerilemesi kaçınılmaz olacaktır. İşte bu hale düşen ülkelerde sistem münakaşaları alıp yürüyecek, mefhum kargaşalığı, huzursuzluk ve sonunda anarşi başgösterecek, hak kuvvetlinin olacaktır. Zor alımı metodu ve hileli yollar meşru hale gelen toplumda yer yer başgösteren patlamalar normal olarak beklenecektir.

İnsan toplum içerisindedir. Orada doğar büyür ve yaşar. Fertlerin birleşmesiyle toplumlar vücut bulur. Milletse bir ideal etrafında toplanan dili, dini, vatanı ve his'si bir olan toplumun tarih içindeki akışı demektir. Bu itibarla millet, statik değil, dinamik bir mahiyet arzeder. O halde top- lumları birbirinden ayıran, millet olma vasfıdır.

Örf ve adetler milli bünyenin hususiyetlerini açığa çıkaran kültür unsurlarıdır. Toplumların tarih içinde acı-tatlı günleri; manevi kıymetleri hep bu yerleşmiş kaidelerde kendilerini ortaya koyarlar. Mesafe ve devirler bu kıymetli hazineleri silip süpürmez, bilakis onlara yeni bir değer kazandırırlar.

Milli hususiyetleri terkederek, kendinden uzaklaşma hareketi olan yabancılaşmanın en belirgin tarafı örf ve adetlerin terkedilmesinde kendini gösterir. Bu terkediliş bir kopuş'a sebep olur. Kopma hali ise, kopan birimin bütün'den tamamen ilgisinin kesilmesi demektir. Böyle bir tip, o toplumu artık temsil edemez, onun için müsbet bir çalışma yapamaz.

Kendi duyuşlarımızı folklorda tekrar yaşarken milli heyecanımızın geligmemesi ve yenilenmemesi mümkün değildir. Ayrıca, milli oyunları mizin rastgele hazırlanmadığı, tarihi ve içtimai sebeplerin izlerini yer yer taşıdığını da bilmek icabeder.