Türkiye´de Cumhuriyet Döneminde Halkbilim Alanında Çalışma Yapan Kuruluşlar (1927-1977)

Bu Derginin Diğer Makaleleri

İpekkan,Levent ; "Türkiye´de Cumhuriyet Döneminde Halkbilim Alanında Çalışma Yapan Kuruluşlar (1927-1977)"; Halkbilimi (ODTÜ-Türk Halk Bilimi Topluluğu) (1. Seri); Nisan / 1979; Cilt: 6; Sayı: 50; Sayfa: 25

(Geçen sayıdan devam)


SİVASHALKEVİ:

1. Ruhsati'nin Hayatı ve Edebi Şahsiyeti. Kadri Yalçın Sivas, 1936. 229 S.

Ozanın yaşamı ve yapıtlarından örnekler yer almaktadır.

2. Şarkışlalı Serdari. Kadri Özyalçın-Kemal Gürpınar. Sivas, 1939, Kâmil Matbaası. 68 S.

Ozan hakkında kısa bir biyografi ile deyişlerinden. 46 örnek yer almaktadır.

3. Deliktaşlı Ruhsatî. 2 Cilt, Kadri Özyalçın-Kemal Gürpınar. Sivas, 1938, Kâmil Matbaası.

4. Deliktaşlı Minhaci, Hayatı ve Eserleri. Kemal Gürpınar. Sivas 1939,Kâmil Matbaası. 89 S.

5. Emrah, Seçme Şiirler ve Selvican Hikâyesi. Vehbi Cem Aşkın. Sivas 1942, Kâmil Matbaası, 115 S.

Yapıt iki bölümden oluşmaktadır. I. bölüm, önsözden sonra Emrah'ın yaşamı ve seçme dizelerini kapsar. II. bölüm'de Aşık İsmail ağzından derlenmiş Selvican öyküsü vardır, Bu öykünün içinde manzum birkaç parça bulunmaktadır.

6. Sivas Folkloru. Vehbi Cem Aşkun. Sivas, 1941, Kâmil Basımevi. 336+26 S.(Metin ve Foto Klişe).

Sivas'ın folklor ve halk yazınına değgin önemli bir yapıtdır. Yapıtda başlıca şu konular bulunmaktadır :

Sivas'ın tarihçesi, Sivas folkloru, evlenme ve düğün, dünür düşme, söz kesme, nişan, okuyucu, düğün, hamam, kına gecesi, gelin götürme, koltuk, babacanı, babaevi, kıyafetler, düğün türküleri, oyun çıkarma, gebelik. doğum ve çocuk büyütme, diğer gelenekler ve inanmalar, caba pilavı, herfene yüzük oyunu, bayram gelenekleri, inanmalar, günler, kadın ve kocaya verilen adlar, akraba adları, büyü, talih kayası, kaşık falı, atasözleri, maniler, bilmeceler, türküler, folklor gezintileri, Kadı Burhanettin, Mur Ali Baba, Gulâmi, Fazlullah Moral, Samih Fethi, Nuri Sivasi ve Behçet efendi, Sivas Halk Şairleri, Ruhsati, Serdari, Minhavci, Aşıkı Süleyman. Bunlardan başka yöresel halk oyunlarından olan türlü halaylara ve tarihsel yapıtlara ait fotoğraflar yeralmıştır.


SÖKE HALKEVİ :

1.. Aydın ili Şirlerinden Aşık Ömeri. İsmail Gün. Aydın, 1939, C.H.P, Basımevi. 45 S.

Yapıt bu halk ozanını ve şiirlerinden bir bölümünü tanıtmaktadır.


URFA HALKEVİ :

1. Urfa Kurtuluşu’nun. 17. Yılı. Urfa 1937, Urfa Halkevi Basımevi. 40 S.

Halkevi Yayınkolu tarafından hazırlanan bu küçük yapıtın baş tarafında Urfa'nın bağımsızlık savaşı, kurtuluşu kısaca anlatıldıktan sonra Divan ve Halk Yazını'na değgin bazı karşılaştırmalı bilgiler verilmektedir.

Ayrıca, Urfa'nın birçok mani ve türküleriyle Ramazan ve bayramlarda söylenen "Suhurcu" destanlarından örnekler de yer almıştır.

Birçok halkevi kuruluşundan bu yana daha çok kendi çevresine ait tarih, coğrafya ve folklor bilgilerini yayımlamak üzere birer dergi çıkarmışlardır.

Bir süre yayımı süregelen bir dergilerin bir bölümü, II. Dünya Savaşının doğurduğu basım güçlükleri karşısında yayımlarını kesmek zorunda kalmıştır. Türlü olanaksızlıcklara karşın 22 Halkevi Dergisi, hemen hemen Halkevleri'nin kapanmasına kadar yayımlarını sürdürmeyi başarmışlardır. Halkevi dergilerinin başlıcaları şunlardır:

Başpınar, Gaziantep Halkevi. 
Çorumlu, Çorum Halkevi. 
Derme, Malatya Halkevi.
Erciyes, Kayseri Halkevi.
Erzurum, Erzurum Halkevi. 
Fikirler, İzmir Halkevi. 
Görüşler, Adana Halkevi. 
Halkevi, Eskişehir Halkevi. 
Hatay, Antakya Halkevi. 
İnan, Trabzon Halkevi. 
İnanç, Denıizli Halkevi. 
İstanbul, İstanbul Halkevi.
Karavelmas, Zonguldak Halkevi. 
Kaynak, Balıkesir Halkevi. 
Konya, Konya Halkevi. 
19 Mayıs, Samsun Halkevi. 
Ordu, Ordu Halkevi. 
Taşpınar, Afyon Halkevi.
Türk Akdeniz, Antalya Halkevi. 
Uludağ, Bursa Halkevi. 
Ün, İsparta Halkevi. 
Altan, Elâzığ Halkevi. 
Gediz, Manisa Halkevi.

Halkevleri dergileri, çok dağınık konularda yayım yapmaktaydılar. Ancak, zamanla, dergilerin kültürel konulara da yer vermeğe başladıklarını görmekteyiz.

Adı geçen dergilerden başka, bir de, 1933 yılından başlayarak uzunca bir süre yayımlanan "Ülkü" vardır. Bu dergi Halkevleri adına C.H.P. Genel Sekreterliği tarafından, yönetimi ayrı bir kurula verilerek yayımlanmıştır. "Ülkü"nün ilk dizisi çok dağınık konulara değinen nitelikteydi. Yeni dizisi ise, bütünüyle bir kültür dergisi özellikleri taşımıştır.


Halkevleri Kılavuz Kitapları :

Bu isim altında yayımlanmış olan yapıtlar, Halkevleri'nin türlü kollarına ait çalışma esasları hakkında Halkevlilere kılavuzluk edecek ana bilgileri içine alan kitaplardır. CHP. Genel Sekreterliği tarafından ilgili uzmanlara yazdırılmış olan bu kılavuz kitaplar arasında folklör ve etnoğrafyayı ilgilendiren birkaç yapıt var ki, bunlar hakkında bilgi vermek gerekmektedir.

1. Folklor. Arnold Van Gennep. Çeviren: Pertev Naili Boratav. Ankara, 1939. Ulus Basımevi. 96 S.

Kılavuz kitapların ikincisi olan bu kitap, folklorun tarihçesi, alanı, yöntemleri, kadroları ile masallar, efsaneler, şarkılar ve danslar, oyunlar ve oyuncaklar, merasimler ve inançlar, evler, kapkacak ve kıyafetler, halk zanaatleri bölümlerine ayrılmıştır. Kitabın özelliği, halkbilimi üzerine çalışacaklara hem kılavuz, hem de program olmasıdır.

2. Etnoğrafya ve Folklor Kılavuzu. Hamit Zübeyir Koşay. Ankara, 1939, Ulusal Matbaa. 127+16 S. (37 foto-klişe ve kroki).

Kılavuz kitapların 5.'si olan bu yapıtın konuya dahil maddeleri başlangıçta :

  I. Tarih-i Tabiî Şubesi, Yurt ve İnsan.

  II. Yurt ve Mahal Bilgisi, Tarih, yurt araştırmasının kaynakları ve yardımcı vasıtalar, çalışma sahası, teşkilât, etnoğrafik malzemenin pratik taksimi, tektomorfolojisi, asıl teknolojisi, estetik, içtimai ifaaliyet yadigârları, demografi bölümlerinde sırasıyla düzenlendikten sonra "yol gösterme" bölümüne geçilerek; Etnoğrafya nedir? Etnoğrafya’nın yardımcı ilimleri, etnoğrafik hadiselerin tanzim ve tasnifi, maddî etnoğrafi, ekonomi, toplama, avcılık, arıcılık, balıkçılık, hayvan besleme, ziraat, halk sanatı, sebze-meyve, bağcılık, bir kolleksiyon teşkilinde gözönünde bulundurulması gerekli hususlar, halk lirizmi, masal, uslup ve dil, halk ifade üslubu, halk musikisi, aletleri, içtimaî dirim, dinî dirim, oyun başlıkları üzerine ayrıntılı bilgi ve örnekler verilmekte, en sonunda da 35 sayfalık bir bibliyografya, çeşitli örnekler, fotoğraf Ve krokilerle bilgiler pekiştirilmektedir.

3. Halkevlerinde Müze, Tarih ve Folklor Çalışmaları. Hazırlayan: Remzi Oğuz Arık. Ankara 1947, Kılavuz Kitaplar Seri XXI.



B— 1963’DEN BU YANA SÜREGELEN İKİNCİ EVRE:

Bölüm 1'de de belirttiğimiz gibi, 8 Ağustos 1951 tarihinde 5830 sayılı kanun ile kapatılan ve tüm varlığı hazineye devredilen Halkevleri, 27 Mayıs 1960 devriminden sonra, 21 Nisan 1963'de yeniden kuruldu.

Halkevleri'nin bu ikinci kuruluş dönemindeki çalışmaları arasında, halkbilimin ilk döneme göre daha geri planda kaldığını görmekteyiz. Bu evrede, "folklor" sözcüğünün yozlaşmasına koşut olarak etkinliklerin genellikle "Halk Oyunları" biçiminde belirdiğin'i görmek olanaklıdır.

Bu türden çalışmaları daha ilerde incelemek koşuluyla şimdi, halkevlerinin bu dönemdeki diğer etkinliklerine bakalım:

Halkevleri Genel Merkezi tarafından 1967'den bu yana, aylık olarak, "Halkevleri" adında bir dergi çıkarılmaktadır. Bu dergide Türk folklorunun çeşitli konularına değgin yazılara rastlamak olanaklıdır.

1. Türk Halk Oyunları, Şerif Baykurt Ankara, 1965.

2. Türk Anadolu Halk Türküleri, Ferruh Arsunar Ankara, 1965.

Halkevlerinin "folklor" (halk dansları) gösterileri ise hem yurt içi, hem de yurt dışı olarak sürdürülmektedir.

Yurt dışı gösteriler arasında, 24 Temmuz-25 Ağustos 1970 tarihleri arasında Yugoslavya'nın Ohrid kentinde yapılan Yugoslavya Balkan Festivalinidek'i gösterileri saymak olanaklıdır.

Yurt içi gösteriler ise çeşitli zamanlarda ve pek 1901 sayıda yapılmaktadır. Ancak, biz bunların üzerinde durmanın bir yararı olmayacağı kanısındayız.




BÖLÜM : 3

SONUÇ

Halkevlerinin etkinliklerini değerlendirirken, iki noktayı gözden ırak tutmamak gerekmektedir. Birincisi; Halkevleri, çok geniş bir alanda etkinlik göstermek amacıyla kurulmuştur. Halkevleri'nin ilk kuruluş döneminde kuruluşun yarı resmi bir nitelik taşıdığını da burada belirtmek gerekir. İkinci nokta; Halkevleri, ikinci kuruluş döneminde ülkede hızla yaygınlaşan folklor yozlaşmasına kapılmaktan, ne yazık ki, kendisini kurtaramamıştır.

Bu noktaların ışığı altında, halkevlerinin etkinliklerini değerlendirebildiğimizde şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır:

1) Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Halkevleri, köycülükten müzeciliğe kadar uzanan çok geniş bir alanda etkinlik göstermek amacıyla kurulmuştur.

Bu durumda Halkevleri'nden her alanda verimli çalışmalar beklemek, kuruluşun doğası gereği, olanaklı olmamaktadır.

Halkevleri'nin böylesi bir sahneye sahip olması, ondan beklenen hizmetlerin, ister istemez, belirli konular üzerinde odaklaşmasına neden olmuştur.

Örnek vermek gerekirse, dil ve tarih alanında birçok çalışmalar yapan Halkevleri, bir başka çalışma kolu olan müzecilik konusunda, göze görünür bir çalışma ortaya koymamıştır.

Esasen, Halkevleri'nin çalışma kollarını incelediğimizde, bu dağınıklık daha belirgin biir biçimde görülmektedir. İlk kuruluş dönemindeki "Dil - Tarih - Edebiyat ve Folklor" kolunu ele alırsak; birbiriyle ilişkili, ancak her biri geniş uzmanlık alanlarına sahip olan dört ayrı disiplinde, aynı derecede verimli çalışma gösterebilmenin güçlüğü açıkça ortaya çıkmaktadır.

Doğallıkla; tarih, dil ve yazın alanlarında kendi çapına göre verimli olabilen Halkevleri, folklor konusunda mani derleyip, atasözü listesi hazırlanmaktan öteye gidememiştir. Halkevleri'nin dağınık ve verimli olmayan etkinliklerinin temelinde, o dönemin ulusal kültür politikasını aramak gerekir.

2) Bu kuruluşun amaçlarından birisi de, Cumhuriyet'le birlikte hemen her alanda başlayan kıpırdanmanın, kültürel alandaki yansıması olarak biçimlenmektedir. Bu nedenle, gerçekte, halk yığınlarını eğitmek amacını taşıyan Halkevleri, bu konuda başarılı sayılabilecek çalışmalarda bulunmuştur denilebilir. Ancak bu çalışmaların ne denli bilimsel sayılabileceği tartışma götürür.

3) Halkevleri, genel olarak, olumlu bir atılım niteliğindedir. Hiç olmazsa kültürel alanda bir kıpırdanma sağlanmıştır. Bu anlamda Halkevleri, başarılması güç olan bir işe katkıda bulunmuştur.

4) Nedir ki, yukarda sözü. edilen katkının fazla sürmediğini görmekteyiz. Bu noktada, olayların gelişimini orta yere koyabilmek için değişik bir yaklaşım kullanmak zorundayız, Yaklaşımımız, Halkevlerinin. kapandığı dönemdeki yönetimin niteliklerini irdelemek olacaktır. Bu irdelemeyi yapabilmek için de Atatürk'ün ölümünden sonraki yönetimlerin ki, bunlar İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olduğu döneme rastlar, temel niteliklerin kısa bir irdelemesini yapmamız gerekir.

1938’den sonraki tek parti tek şef rejiminin uyguladığı devletçilik politikası, ulus çıkarlarını gözetmek amacından kaynaklanır görünmesine karşılık, gerçekte, devlet eliyle yeni bir kesim yaratılması ve güçlendirilmesi amacını gütmektedir. Bu yepyeni kesim ise, ilerde Demokrat Parti yönetimi tarafından daha da güçlendirilecek olan ulusal burjuvazi idi. 1946 yılına gelindiğinde, tek parti-tek şef ikilemine bir tepki olarak Demokrat Parti'nin ortaya çıktığını görmekteyiz.

Demokrat Parti, 14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan seçimlerin sonucunda ezici çoğunlukla iktidar olunca, Halkevleri için de yeni, fakat çok kısa sürecek bir dönem başlamış oldu. Bu dönemde, Halkevleri ıkarşısmda bir propagandanın iktidar tarafından başlatıldığını görmekteyiz. İktidar ile ana muhalefet partisi arasında başlayan polemik, giderek Halkevleri'nin birer "Komünist yuvası" olduğu savına kadar dayandı. Bu noktaya gelince şu açıklamayı yapmakta yarar görüyoruz:

Türkiye’de iktidara karşı olan her grup, düşünce ve eylemin tarihsel olarak sürekli bir biçimde komünistlikle suçlanması artık siyasal bir gelenek halini almıştır. Örnek vermek gerekirse, 1950’den önce, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Partiyi komünistlikle suçlarken, 1950'den sonra Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi'ne komünist demeye başlamışıtı.(5)

Bu kısa açıklamadan sonra irdelemeye devam edebiliriz. Yukarda sözü edilen propagandanın nedenini Demokrat Parti yönetiminin temel niteliklerinde aramak, sanırız, doğru bir davranış olacaktır.

Demokrat Parti yönetiminin temel niteliği, sivil ve asker burokrasi ile aydınlara karşı olumsuz bir tavır sathibi olmasıydı:

Böyle bir olumsuz tutumun ardında şu nedenler yatıyordu: İlk neden, bu grupların "Atatürk devrimlerinin bekçisi" olarak Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve Demokrat Parti öncesi dönemin destekçileri olmasaydı. İkinci neden, Demokrat Parti'nin, Cumhuriyet Halk Partisi'nin demokrasiye olan inancına güvensizlik duymasıydı. Halk Partisi'nin önderi İsmet İnönü, onların gözünde halkın özgür buyrultusuna dayalı demokrasi için bir tehlike idi. Bundan dolayı Cumhuriyet Halk Partisi'ni destekleyen gruplar da Demokrat Parti'nin gözünde uygun bir fırsat bekleyen demokrasi düşmanlarıydı. (6) Halkevleri de Cumhuriyet Halk Partisi'nin destekçilerinden olduğu için, Demokrat Panti yönetiminin Cumhuriyet Halk Partisi ve ardındaki gruplara karşı yürüteceği savaşımdan payını alınası doğaldı ve nitekim öyle de oldu. Ağustos 1951'de parlamentoya verilen bir yasa önerisi ile Cumhuriyet Halk Partisi'nin Halkevleri ile ilişkisin kesilmesi böylece Halkevleri'nin parasal destekten yoksun kalarak işlerini yerine getiremez duruma düşmesi planlanmıştı. Nedir ki, yasa önerisinin parlamentoda görüşülmesi sırasında, görüşmeler yer değiştirdi ve sonuçta 8 Ağustos 1951 tarihinde 5830 sayılı yasa önerisi, parlamentodaki iktidar çoğunluğu tarafından, değişik biçimde onaylandı ve böylece Halkevleri resmen kapatılmış oldu.

5) Halkevleri'nin 2. Kuruluş döneminde ise halkbilim alanında yapılan çalışmalar, ne yazık ki, birinci dönemi aratacak ölçüye indirgenmiştir. Yapılanlar, halk dansları (yanlış ve yoz kullanımı ile "folklor") gösterileri düzenlemekten. öteye gidememiştir. Bizce bu durumun en güçlü nedenlerinden biri ve belki de en önemlisi, kuruluşun politik tartışma ve eylemlere gereğinden fazla itilmesidir.

Bu noktada, akla şöyle bir soru gelebilir: Bu tür bir kuruluşun politik etkinlere ne denli katılabileceği konusunda orta yere konulmuş herhangi bir ölçüt varmıdır?

Bu soruyu şöyle bir yanıt verebiliriz:

Söz konusu durumda getirilmiş herhangi bir ölçüt bulunmamaktadır. Nedir ki, sözü edilen politik etkinlikler kuruluşun amaçlarını perdeliyor, başka bir deyişle, kuruluş, amaçlarında özünü bulan ereklerine varabilmek için gerekli etkinliklerde bulunamıyorsa, sözü edilen ölçüt kendiliğinden ortaya çıkmaktadır: Gerçekte, halka ait olmak savında bulunan bu kuruluşun, ülkesinin sosyo/ekonomik ve siyasal/politik gerçeklerinden soyutlanmış bir düzende etkinlik göstermesi, günümüz koşulları içersinde olanaksız ise de, ne var ki, Halkevleri bugün (için fazlasıyla politik savaşıma girdiğinden, sonuçta, temel işlevini yitirmiş bulunmaktadır.

(Sürecek)



(5) Kongar, Emre. İmparatorluktan günümüze, Türkiye'nin Toplumsal Yapısı. Cem Yayınevi, Kültür Dizisi İstanbul, 1976. 194. S.

(6) a.g.e.







Arama

Bizi Destekleyenler

.