Yıl 1949. Folklor çalışmaları bir duraklama devresine girmiştir. Halkevlerinde yetişenler, kültür çalışmaları yapanlar, çok partili dönemin başlamasıyla birlikte siyasal kuruluşlara koşmuştur. Türk sosyal hayatında Halkevlerini basamak yapanlar, bu kez partileri koltuk değneği kullanmaya başlamıştır. Halkevleri dergileri birer birer kapanmaktadır.
İşte bu dönemde sahipsiz kalan Halk Bilgisi (Folklor - Halkbilimi) çalışmalarına dört elle sarıldım, "Türk Folklor Araştırmaları" nı yayınlamaya karar verdim. Zira, 1946 da kültür derneklerinin yeniden (Halkevleri'nden koparak) kurulmaları başlamıştı. Bu dönemde "Türk Halk Bilgisi Derneği" de yeniden kurulmus, fakat yaşama koşullarına kavuşamamış, hatta basımevine verdiği "Halk Bilgisi Haberleri" dergisinin 123 numaradan başlayan ilk sayısını bile 120 lira gideri ödeyerek almak ve dağıtmak olanağını bulamamıştı,
25 yıldır ayda bir çıkan Türk Folklor Araştırmaları, sayı olarak yayımlandı. Yaşamımı sürdürmek için seçtiğim mesleğimden aldığım aylığı, bu uğurda harcadım. Eşim, altınlarını, yüzgörümlülüklerini bileklerinden, göğsünden, sandıktan çıkarıp Türk Folklor Araştırmaları'nın kâğıt, klişe, basımevi, posta parası olarak verdi. Dergimizi, kâğıtçıdan basımevine, basımevinden ciltçiye, çiltçiden pos-taneye el ve kucaklarımızda taşıdık. Birincil oğlumuz Bora 1943'te, ikinci oğlumuz Çora 1948 de, Türk Folklor Araştırmaları da üçüncü çocuğumuz olarak 1949'da doğmuştu. Ona aynı özeni gösterdik. Şimdi Bora 31, Çora 26, Türk Folklor Araştırmaları 25 yaşını doldurdu.
Onlar da eşim gibi üçüncü kardeşlerinin yardımcısı oldu. Evimizin her köşesi möble, gardrop yerine Türk Folklor Araştırmaları'yla süslenen raflarla doldu, Derken 1960 da ikizlerimiz dördüncü - beşinci yavrularımız Nursel ve Gürsel doğdu. Bora ile Çora evlendi, ev kurdular. Şimdi Türk Folklor Araştırmaları'na 15 yaşına basan Nursel'le Gürsel aynı özeni gösteriyor. Kanapelerimizin, karyolalarımızın altı bile dergi deposu oldu. Fakat ne var ki, bütün dünya üniversiteleri, kitaplıkları dergimizin koleksi yonları ile süslendi. Yurt dışında paralı parasız 286 yere gidiyor. Devletin görevini bir ailenin bütün sıkıntı ve yokluğu yüklenerek yapması kadar tatlı bir ulus hizmeti düşünemiyorum.
Bu 300 üncü ayda, 300 üncü sayıda, 25 yılın bitiminde bütün folklor âşıklarını, en yaşlısından en gencine kadar bir salonda, bir tören meclisinde toplamak büyük sıkıntılar sonunda ulaştığımız bu mutluluğu kutlamak ne güzel olacaktı. Buna maddi yetersizlikten dolayı olanak bulamadığımız İçin özür diliyorum. Bütün dostlarıma, yüzlerini bile görmediğim amatör ruhlu yazar folkloristlerimize selamlar ediyor, sevgiler sunuyorum.
Bir 12 Mart devrimi geliyor. Tasarruf genel-geleri yayımlanıyor. Devlet ve Devlet kuruluşları dergi aboneleri ve reklamlarını kesiyor. Bir bilmiş, bakan oluyor, müsteşar oluyor, devlet kitaplıklarına alınan (o da yardım adıyla) 100 kuruşluk, 125 kuruşluk, 250 kuruşluk dergilerden %25 indirim uygulamasını keşfediyor. Aslında o derginin kâğıdı, baskısı, ambalajı, posta gideri 500-600 kuruşu buluyor. Ancak dergi sayfalarını kirleten reklamlarla bu maliyet 240-250 kuruşa indirilebiliyor. Yani Devlet size değil, siz Devlete yardım edeceksiniz!
.Herşeye rağmen mutluyuz. Çünkü 1949 dan bu yana çok yol alındı. Milli Folklor (Enstitüsü) Araştırma Dairesi kuruldu. Düzenli çıkmasa da, 45 folklor dergisi yayımlanıyor. Üni-versitelerimizde folklor konularında çalışılıyor. Sadece bir halk türküsü, halk oyunu olarak değil, bilimsel biçimde en geniş kapsamı ile ele alınıyor. Halk kültürüne değer veriliyor.
Dergimiz, elinize aldığınız bu sayısı ile 25. yaşını, Ocak 1975 te 306. sayısı ile de 15. cll-dini dolduruyor. Bakalım, bundan sonra Mevlâm (aynı zamanda Devlet) neyler, neylerse güzel eyler, diyelim. Ve de bekleyelim.